14. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali Pazar gününe 4. Kuvvet Direniyor bölümü filmlerinden Bisiklet Satrancı / Bikechess gösterimi ile başladı. Gösterim sonrası filmin yönetmeni aynı zamanda festivalin Altın Terazi Film Yarışması jürilerinden Assel Aushakimova izleyicilerin sorularını yanıtladı. Hükümeti iyi gösterecek haberler ‘üretmeleri’ için görevlendirilen bir devlet televizyonu muhabiri ve kameramanı hakkında absürt bir komedi sunan film hakkında Aushakimova “Ben izleyici olarak da mizah duygusu olan filmleri daha çok seviyorum. Ayrıca gazetecilik ve basın özgürlüğü ile ilgili yeterince ciddi film olduğunu düşündüğüm için filmin tonunu böyle kurmayı daha uygun gördüm. Filmin sonunu, ana karakterin ne yapacağını açık bırakmak da benim tercihimdi. Sonuçta bu biraz daha uzlaşmayla alakalı bir film. Ama ne yapacağı da film boyunca yaptığı davranışlarının sonucu olacak,” dedi.
Festivalin yarışma filmlerinden Türker Süer imzalı Gecenin Kıyısı filminin gösterimi yönetmen ve başrol oyuncuları Ahmet Rıfat Şungar ile Berk Hakman başta olmak üzere film ekibinin katılımıyla gerçekleşti. Venedik Yönetmenlerin Günleri, Toronto, Valladolid ve Selanik film festivallerine seçilen Gecenin Kıyısı biri orduya sadakatiyle ünlü bir subay, diğeri ise ne suç işlediği belirsiz bir subay olan iki kardeşin, 15 Temmuz 2016 darbe girişimine denk gelen adalet yolculuğunu anti-militarist bir yaklaşımla anlatıyor. Yönetmen Türker Süer, “Benim gayem baştan beri iki kardeşin hikâyesini anlatmaktı. Birden herkes, her şey şüpheli olabilir. Öfke ve nefretin var olduğu bir yerde insan olmak ne demek? Bunu anlamak için yola çıktım. Benim maksadım hiçbir an, 15 Temmuz’da tam olarak ne olduğunu anlatmak değildi, filmde de bunu görüyorsunuz zaten. Bu filmin işi de değil bu bence. İki kardeş bu olaydan önce de farklılar. Birinin stratejisi en iyi asker ya da oğul olmak, diğerinin stratejisi daha asi olmak. Benim ilgimi çeken de böyle bir sistemde nasıl stratejiler buluyorsun oldu,” dedi.
Ahmet Rıfat Şungar filme dair “Senaryoyu okuduğumda çok sevdim, hikâyeyi bu şekilde bir bakış aşısıyla anlatması nedeniyle. Türker’den dinleyince de projeye dahil olmak çok kolay oldu. Normalde okuduğunuz filmler birazcık gözünüzde canlanır. Bu film beni izlediğimde şaşırtan ilk film olmuş olabilir. Bakış açısıyla, kurgusuyla, ses dizaynıyla… O yüzden sonucundan da memnum. Doğru bir tanım mı bilmiyorum ama bu kadar stilize bir anlatım diliyle kurgunun, müzik kullanımının bu kadar cesur yerlere gideceğini tahmin etmiyordum. O yüzden ilk kez okuduğum bir filmi izlediğimde karşılığı beni bir kat daha heyecanlandırdı,” dedi.
VisionIST programı kapsamında Alin Taşçıyan moderatörlüğünde Cemil Ağacıkoğlu Sinema Serüvenini Anlatıyor başlıklı ustalık sınıfında festivalin jüri üyesi yönetmen, senarist Cemil Ağacıkoğlu fotoğrafçılıkla başlayıp sinemaya uzandığı kariyerini izleyicilerle paylaştı. Çocukluğundan beri öyküler yazdığını, hep anlatma ihtiyacı hissettiğini, fotoğraf serilerinde de hep hikâyeler yarattığını söyleyen Ağacıkoğlu, sinemaya geçişiyle de bu durumun değişmediğini, her zaman kendini etkileyen meseleleri konu aldığı filmlerinden örneklerle anlattı. Filmografisinin Montreal Film Festivali’nde prömiyerini yapan ilk uzun metrajlı filmi Eylül’ün babasını kaybettiği dönemde yaşadıklarından hareketle ortaya çıktığını, Kafes filminin ise kendini en yakın hissettiği filmi olduğunu, senaryo yazmayı çekim yapmaktan daha fazla sevdiğini belirtti. Kendine inanmanın, inandığın şeyin peşinde koşmanın ve imkânsızlıklara rağmen yapmaya çalışma azminin öneminin altını çizen yönetmen, filmlerinde hayatın gerçek akışında olduğu gibi izleyiciye düşünme ve tamamlama alanı veren hikâye ve karakterler yarattığını söyledi. Mekânların hikâyeye büyük önem kattığını düşünen Ağacıkoğlu, sete hiç iş bırakmadığını, önceden gidip tüm çekim mekanlarında açıları ve nasıl çekim yapacağına karar verdiğini de sözlerine ekledi. Kendi istediği sinemayı yapıyor olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.
Görüntü Yönetmenleri Derneği Başkan Yardımcısı Meryem Yavuz, bugüne kadar Menekşe Gözler, Üç Arkadaş, Selvi Boylum Al Yazmalım, Hayallerim, Aşkım ve Sen başta olmak üzere 127 film ve televizyon dizisinde imzası olan, festivalin Sinemaya Katkı Ödülü Sahibi usta görüntü yönetmeni Çetin Tunca ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi. Hep ilgi duyduğu sinemaya üniversitede Sanat Tarihi okurken başladığını ve üniversite seçiminde Metin Erksan’ın da aynı bölümü okumasının etkisi olduğunu söyleyen Çetin Tunca, bir projeyi şekillendirirken yönetmene göre tercihlerini belirlediğini sözlerine ekledi. Türkan Şoray, Fatma Girik, Ediz Hun, Kadir İnanır, Filiz Akın gibi sinemamızın usta oyuncularıyla; Atıf Yılmaz, Metin Erksan, Halit Refiğ, Memduh Ün, Yılmaz Güney gibi usta yönetmenlerle sayısız filmde çalışan Tunca, döneminde sinema okulu olmadığı için kendi kendilerini yetiştirdiklerini, her daim araştırdığını, okuduğunu ve ustası Turgut Ören’den çok şey öğrendiğini anlattı. Bugün klasikler olarak adlandırdığımız filmlere dair set anılarını da paylaşan usta isim, o dönemde üslup yaratmaktan daha çok dönemin güzellik anlayışına göre çekim yaptıklarından, yönetmeni tanımanın ve onun görsel diline yakın görüntüler çekmenin öneminden bahsetti.
Her iki söyleşinin kayıtları festival hesaplarından yayına açılacak.
Festivalde Bugün (25 Kasım)
USCFF’de bugün sekiz film izleyiciyle buluşacak, VisionIST kapsamında güncel başlıklar altında iki panel düzenlenecek, Uluslararası Akademik Program “Adil Yargılanma” teması altında farklı oturumlarda uzmanları ağırlamaya devam edecek. VisionIST kapsamındaki paneller, 25 Kasım tarihli tüm etkinliklerin Valilik kararıyla yasaklanması ve Beyoğlu’na ulaşımın engellenmesi nedeniyle mekân değiştirdi. Paneller İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral Kampüsü Enerji Müzesi Kontrol Odası’nda gerçekleşecek. Yasak nedeniyle 19.00 seansında İBB Beyoğlu Sineması’nda izleyiciyle buluşacak Filistin ile Dayanışma bölümü kapsamındaki Sıfır Noktasından – Gazze’nin Anlatılmamış Öyküleri gösterimi, aynı mekana 28 Kasım Perşembe günü 14.00’e ertelendi.
CineWAM Nişantaşı City’s’de saat 14.00’da San Sebastian Film Festivali’nde gösterilen Simon Casal imzalı Yapay Adalet / Artificial Justice beyazperdede olacak. Film, İspanya’daki bir girişim üzerinden hayatımızın merkezine oturan Yapay Zekâ’nın adalet sistemindeki varlığının yararları ve zararlarını gözler önüne seriyor. CineWAM Nişantaşı City’s’de 16.30 seansında festivalin yarışma filmlerinden Nada Riyadh ve Ayman El Amir‘in yönettiği Hayallerin Eşiği / The Brink Of Dreams gösterilecek. Cannes Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan ve En İyi Belgesel’e verilen Altın Göz’ü kazanan, hayallerini gerçekleştirmekle toplumun beklentileri arasında kalan genç kadınların hikâyesini anlatan film, Türkiye’de ilk kez festival kapsamında gösterilecek. Festivalin bir diğer yarışma filmi Hayaletler / Ghost Trail yönetmen Jonathan Millet’nin katılımıyla izleyiciyle buluşacak. Jonathan Millet’nin Cannes Film Festivali Altın Kamera adayı olan ve Eleştirmenlerin Haftası’nın açılışını yapan, gerçek olaylara dayanan filmi, Suriye’deki savaşa yol açan baskı rejiminin mağdurlarından birinin adaleti sağlama çabasına odaklanıyor. Altın Terazi Uluslararası Yarışma jürisi Rusudan Glurjidze, Venedik Film Festivali’nde prömiyerini yapan ikinci uzun metraj filmi Antika / The Antique ile 21.30 seansında izleyiciyle buluşacak. Türkiye’de ilk kez festivalde gösterilecek Gürcistan’ın Oscar adayı film, Güney Osetya ihtilafı nedeniyle Gürcistan’ın Rusya Federasyonu’ndan ayrıldığı ve Rus hükümetinin Gürcüleri sınır dışı ettiği 2006 yılına uzanıyor ve gerçek olaylardan esinleniyor.
Japon gazeteci Shiori Ito imzalı belgesel Kara Kutu Günlükleri / Black Box Diaries Kadıköy Sineması’nda saat 14.00’da gösterilecek. Gösterildiği Sundance Film Festivali’nde izleyiciyi sarsan belgeselde, Ito henüz bir stajyerken uğradığı tecavüz sonrası sürdürdüğü beş yıllık mücadelesini anlatıyor. Türker Süer, Venedik Yönetmenlerin Günleri, Toronto, Valladolid ve Selanik film festivallerine seçilen Gecenin Kıyısı filminin festivaldeki ikinci gösterimiyle 16.30’da izleyiciyle bir araya gelecek. Saraybosna Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan Vuk Ršumović imzalı Tanrıların Arasında / Dwelling Among the Gods saat 19.00’da Türkiye prömiyerini yapacak. Venedik Eleştirmenler Haftası ödüllü ilk uzun metrajlı filmi No One’s Child ile tanınan Vuk Ršumović, bu kez kocası ve üç küçük çocuğuyla birlikte Taliban rejiminden kaçıp göçmen olarak Avrupa’ya gitmek isterken Sırbistan’da sıkışan Ferişte’yi merkezine alıyor. Film gösterimi sonrasında yönetmen izleyicilerin sorularını yanıtlayacak. Türkiye prömiyerini festival kapsamında yapan Sandhya Suri imzalı Santosh 21.30’da ikinci gösterimiyle izleyiciyle buluşacak. Santosh, siyasi ve entelektüel açıdan sağlam bir polisiye olarak İngiltere’nin Oscar adayı ilan edildi.
Festivalde bugün VisionIST kapsamında gerçekleşecek iki önemli panel herkesin katılımına açık ve ücretsiz olarak İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral Kampüsü Enerji Müzesi Kontrol Odası’nda düzenlenecek. Bilişim uzmanı, mühendis, iş insanı ve yazar Füsun Sarp Nebil moderatörlüğünde, Yapay Zekâ ve ceza hukuku alanında çalışma yürüten kriminolog, akademisyen Dr. Buket Abanoz Öztürk ve İTÜ Yapay Zekâ ve Veri Bilimi ve Uygulamaları Araştırma Merkezi yönetim kurulu üyesi Prof. Altan Çakır’ın konuşmacı olarak yer alacağı Yapay Adalet: Nesnellik mi, Çelişki mi? başlıklı panel saat 13.00’da. Festivalde gösterilen Yapay Adalet filminden ilhamını alan panelde Yapay Zekâ’nın adalet sisteminde nasıl bir etki yaratacağı tartışılacak.
Dünyanın farklı ülkelerinden bağımsız medyanın önemini vurgulayan filmlerden oluşan 4. Kuvvet Direniyor bölümünden adını alan günün ikinci paneli ise saat 15.00’da gerçekleşecek. Gazeteci-yazar ve senarist Zehra Çelenk moderatörlüğünde düzenlenecek panele avukat-gazeteci Fikret İlkiz, Basın Konseyi Başkanı, gazeteci Pınar Türenç konuşmacı olarak katılacak. Daha önce katılacağı açıklanan belgeselci Mustafa Ünlü bir yakının kaybı nedeniyle panelde bulunamayacak, kendisine taziyelerimizi iletiyoruz.
Festivalde Yarın (26 Kasım)
Festivalde 26 Kasım Salı günü Altın Terazi Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması’na Kısa Metraj Film Yarışma heyecanı da ekleniyor. İBB Beyoğlu Sineması’nda 14.00 seansında Nikola Ilić’in dünya prömiyerini Visions du Réel Film Festivali’nde yapan belgeseli Çıkışlar Tımarhaneden / Exit Through the Cuckoo’s Nest, Elnaz Ghaderpour ve Reza Gamini’nin yönettikleri İran yapımı İbrahim / Abraham, Tanmay Chowdhary’in imzasını taşıyan Leela, Francisco Rodriguez Teare’nin yönettiği Ekimde Gün Ortası / October Noon ve Cansu Baydar’ın dünya prömiyerini Venedik Film Festivali’nin Orizzonti bölümünde yapan, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kısa Film Ödülü alan ve gösterildiği festivallerde başarılarını sürdüren filmi Neredeyse Kesinlikle Yanlış beyazperdede olacak. İbrahim ve Neredeyse Kesinlikle Yanlış filmlerinin gösterimine yönetmenleri de katılacak. 16.30 seansında ise 2024 Cannes Film Festivali’nin kısa film yarışmasında gösterilen André Hayato Saito imzalı Amarela, Yakup Tekintangaç’ın yönettiği ve dünya prömiyerini prestijli Oberhausen Film Festivali’nde yapan ve ödüller toplamaya devam eden kurmaca kısa film Morî, Masoud Bahmani’nin yönettiği animasyon belgesel Saklanacak Bir Şey Yok / Nothing To Hide, Itxaso Díaz’ın yönettiği Tutsak Kadınlar / Captive Women ve Atakan Yılmaz’ın yönettiği Merhaba Anne, Benim, Lou Lou gösterilecek. Yakup Tekintangaç ve Atakan Yılmaz filmlerine dair merak edilenleri yanıtlamak üzere salonda olacak.
CineWAM Nişantaşı City’s’de 14.00 seansında Julie Navarro imzalı Sadece Birkaç Gün / Just A Couple Of Days gösterilecek. Navarro’nun ırkçılığın vahametini vurgulamak için gelişen olayları romantik komedi gibi yorumladığı filmde Fransa’nın uluslararası alanda en başarılı oyuncularından biri olan Camille Cottin bir insan hakları savunucusunu canlandırıyor. Pingyao FF’de En İyi Yönetmen Roberto Rossellini Ödülü kazanan, Cannes Film Festivali’nde Jüri Ödülü’ne layık görülen Boris Lojkine imzalı Süleyman’ın Hikâyesi / The Story of Souleyman saat 16.30’da gösterilecek. İltica talebinin kabul edilmesini bekleyen Gineli kurye Süleyman ile göçmenliğe çarpıcı bir bakış sunan filmde Süleyman karakterine kendisi de göçmen olan Abou Sangare hayat veriyor. Sangare performansıyla Cannes Film Festivali Belirli Bir Bakış bölümünde En İyi Erkek Oyuncu ödülü kazandı. Lotfi Achour’un Locarno Film Festivali Bugünün Sinemacıları bölümünde dünya prömiyerini yapan ve Vancouver FF’de İzleyici Ödülü kazanan filmi Kırmızı Çocuklar / Red Path 19.00’da gösterilecek., Terörizm ve terörizmle yetersiz mücadelenin sonuçlarına odaklanan çok katmanlı film, Türkiye’de festival kapsamında prömiyerini yapacak. Yönetmen Lotfi Achour, film sonrasında salonda izleyicilerin sorularını yanıtlayacak. Saraybosna Film Festivali’nde dünya prömiyerini, USCFF’de Türkiye prömiyerini yapan Vuk Ršumović, Tanrıların Arasında / Dwelling Among the Gods filminin 21.30’daki ikinci gösteriminden sonra bir kez daha izleyiciyle buluşacak.
Etkileyici hikâye anlatıcılığını ilgi çekici karakter odaklı belgeselleriyle birleştiren yönetmen Ramona S. Diaz’ın prömiyerini Sundance Film Festivali’nde yapan yeni filmi İşte Böyle Başlıyor / And So It Begins 14.00’da Kadıköy Sineması’nda izleyiciyle buluşacak. Filipinler’deki demokrasi mücadelesinden çok boyutlu bir kesit sunan film, Filipinler’in bu yılki Oscar adayı. Suriye’deki savaşa yol açan baskı rejiminin mağdurlarından birinin adaleti sağlama çabasına odaklanan Hayaletler / Ghost Trail yönetmen Jonathan Millet’nin katılımıyla 16.30 seansında beyazperdede olacak. Dünya prömiyerini yaptığı Cannes Film Festivali’nde En İyi Belgesel’e verilen Altın Göz’ü kazanan Nada Riyadh ve Ayman El Amir’in yönettiği Hayallerin Eşiği / The Brink Of Dreams, Türkiye prömiyerini yaptığı festival kapsamında ikinci gösterimiyle saat 19.00’da izleyiciyle buluşacak. Filmografisini ülkesi Kamboçya’da Kızıl Kmerler’in yaptığı soykırımı, sinema dilinin sunduğu yaratıcı olanaklardan yararlanarak anlatmaya adayan, usta yönetmen Rithy Panh’ın imzası taşıyan, Cannes Film Festivali’nde prömiyerini yapan, TRT ortak yapımı Pol Pot İle Buluşma / Meeting With Pol Pot 21.30’da günün son filmi olarak izleyiciyle buluşacak. Kamboçya’nın Oscar adayı olan Pol Pot İle Buluşma / Meeting With Pol Pot’ta Fransız yıldızlar Irene Jacob ve Gregoire Colin rol alıyor.