ABDÇin arasında yeni raunt: İkinci Trump Dönemi « Türkiye'nin Sesi Gazetesi Resmi ve Tek İnternet Sitesimiz Ankara Genel Müdürlüğü İletişim Numaramız 0312 922 05 73 0312 922 12 40 0850 888 80 91

9 Aralık 2024 - 21:52

ABDÇin arasında yeni raunt: İkinci Trump Dönemi

Son Güncelleme :

27 Kasım 2024 - 11:30

ABDÇin arasında yeni raunt: İkinci Trump Dönemi

Donald Trump’ın ikinci başkanlık döneminin nasıl olacağı konusu gündemin en önemli başlıklarından. Bu noktada yapbozun en önemli parçalarından biri elbette Çin.

Aslında soru basit… Trump yeni dönemde Çin ile nasıl bir yol izleyecek? İki ülke bir şekilde orta yolu bulabilecek mi yoksa ipler bir noktada kopacak mı? Cevabı şimdiden kestirmek elbette zor. Ancak eldeki bazı veriler bize gelecek dönem için ipuçları veriyor.

Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Öğretim Üyesi Diren Doğan, Washington-Pekin hattındaki muhtemel senaryoları anlatırken önce bir hususa dikkat çekiyor. Trump’ın ilk döneminden bu yana ABD’nin de Çin’in de hatta dünyadaki dengelerin de tamamen değiştiği gerçeği…

Doğan’a göre Çin bu süreçte diğer ülkeleri ‘çok kutuplu bir dünyanın zorunluluğuna’ ikna edebilme konusunda başarılı adımlar attı. “Trump’ın bıraktığı Çin ile şimdi bulacağı Çin aynı değil” ifadesini kullanıyor Doğan.

ABD ve Çin arasında uzun süredir devam eden 'ticaret savaşlarının' yeni dönemde nereye savrulacağı da merak konusu.[ABD ve Çin arasında uzun süredir devam eden ‘ticaret savaşlarının’ yeni dönemde nereye savrulacağı da merak konusu.]

“ABD, Çin’i durdurmak zorunda hissediyor”

Donald Trump’ın kurumlar, kurallar, hassas dengelerden ziyade ikili ilişkiler üzerinden Başkanlık görevini sürdürmesi bekleniyor. Diren Doğan da benzer görüşte. Ancak fevri ve sert bir giriş yerine daha bilinçli bir strateji yürütmenin ABD açısından daha iyi sonuç vereceğine inanıyor. Yine de iki ülke arasında uzun soluklu bir bahar havası beklentisi yok. “Şimdilik herkes sorumluluk sahibi demeçler vermeye çalışıyor ancak işler bir anda kızışabilir” diyor ve devam ediyor:

“Rekabetin getirdiği gerilim bir hayli yüksek. Trump’ın seçim çalışmaları esnasında belirttiği gümrük vergilerini yüzde 60’a çıkaracağı sözü herkesin dilinde. Tayvan’ın ve Asya-Pasifik’teki ABD müttefiklerinin kritik pozisyonu malum. Dünyanın jeopolitik dengeleri, ABD’yi Çin’i durdurmak zorunda olduğu gerçekliğiyle yüzleştirdi. Tüm bunlar iki ülke arasında yükselen ve tüm küresel sistemi geren rekabetçi bir atmosfer yaratacak.

Burada rüzgarın yönünü Trump’ın kolektif bir strateji yürütmeye razı olup olmayacağı belirleyecek. Nitekim Trump’ın ilk döneminde Trans-Pasifik ortalık anlaşmasından çekilmesi, Covid-19 döneminde hastalığa ‘Çin virüsü’ demesi, DSÖ’yü Çin’e yakın durmakla suçlayarak örgütten ayrılma kararı alması, NATO’ya yönelik eleştirel duruşu nedeniyle ittifakın Atlantik dışı stratejilerini nadasa bıraktırması, ticaret savaşlarındaki inişli çıkışlı tavırları ve arttırılabilecek ani kararların geneli Çin’den çok ABD’ye zarar vermiş gibi duruyor.

Tüm bunları alt alta koyunca belki bir nebze de olsa ılımlı bir süreç beklenebilir. Ancak ani çıkışları olan ve ne yapacağı tahmin edilemeyen bir Trump karakterinin başarısızlık ya da kriz anlarında hortlayıp hortlamayacağını kimse garanti edemez. Bu nedenle ilk başlarda pozitif motiflere sahip, sonrasında iniş-çıkışlı ve nihayetinde iplerin iyice gerildiği bir ABD-Çin ilişkisini öngörmek mümkün.”

ABD-Çin arasında yeni raunt: İkinci Trump Dönemi

Trump’ın kabinesi Çin için ne anlama geliyor?

Biz bu haberi yazdığımız sırada Trump’ın hem A Takımı hem de kabinesindeki en önemli koltuklara kimin oturacağı neredeyse kesinleşmişti. Listeye baktığımızda Çin’e karşı dengeli bir yaklaşımın pek mümkün olmadığı kanaatinde Diren Doğan.

Özellikle Dışişleri Bakanı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak gündemde olan isimlerin Çin’e sert bir şekilde karşı oldukları sır değil. Örneğin, Dışişleri Bakanı olarak ataması düşünülen Marco Rubio, bu göreve gelirse Pekin’in yaptırımlarına maruz kalan ilk ABD Dışişleri Bakanı olacak. Rubio’nun, Çin’e uygulanacak kısıtlayıcı adımlarda Trump ile son derece koordine hareket etmesi bekleniyor.

“Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak öne çıkan Mike Waltz da Çin’i durdurmak için acil adımlar atılması gerektiğini savunuyor. Pekin’in soluğunu ‘ticaret yollarını kısıtlayarak’ kesme fikrine destek veren bir isim” diyor Doğan.

Çin’in üretim gücü ve sermayesi elindeki güçlü kartlardan bazıları. Ancak Doğan bu gücün aynı zamanda bir zayıflık da olduğuna dikkat çekip, ‘üretim fazlası’ meselesinin altını kalın bir şekilde çiziyor:

“Çin, ürettiği malları dış pazarlara ihraç etmek zorunda. Büyümesini sürdürebilmek için dış ticarete hala büyük ölçüde bağımlı. Trump’ın gümrük vergilerini artırma fikri de bu bağımlılığı hedef alarak Çin’in ihracat temelli büyümesini zayıflatmayı amaçlıyor.

Buna istinaden yeni bir ticaret savaşı kaçınılmaz görünse de Çin tarafından sıklıkla kullanılan sihirli bir ifade var; kazan-kazan… Özellikle Trump’ın ‘tüccar’ yanı ve yanında Elon Musk gibi bir figür olduğu unutulmamalı. İplerin kopma noktasına geleceği dakikaya kadar Çin ile ticaret odaklı ortak bir yol haritasının çizilebileceği düşünülebilir. Musk burada ABD ve Çin arasındaki teknolojik ve ticari gelişmelerin köprüsünü kurabilecek bağlantıları sağlarken bu tür ihtimallerin önündeki en büyük engel ise kuşkusuz jeopolitik gerilimler olacaktır.”

Çin'in sahip olduğu muazzam üretim gücü elindeki en büyük kozlardan biri.[Çin’in sahip olduğu muazzam üretim gücü elindeki en büyük kozlardan biri.]

Çin nasıl bir yol haritası izleyebilir?

Değişim ABD’de oldu ve haliyle spot ışıkları Washington’un üzerinde. Ancak biz madalyonun Pekin tarafını da merak ediyoruz. “Tüm bu olasılıklara karşı Çin neler yapabilir?” diye soruyoruz Doğan’a…

Bu sorunun yanıtının Çin’in karakteristiğinde gizli olduğunu anlatıyor. Çin’e ‘uysal koyun’ demenin pek de mümkün olmadığı görüşünde. “Sabırlı bir aktördür ve heybesinde alternatiflerle yola çıkar. Lakin stratejik sabrın tükendiği noktada bambaşka bir Çin’le karşılaşmak mümkün” diyor.

Çin’in tepesinde ‘Demokles’in Kılıcı’ gibi sallanan ek vergiler için Pekin’in farklı bir yol arayabileceğine değiniyor Diren Doğan ve sözlerini şöyle tamamlıyor:

“Üretim fazlasını iç pazarda eritmek yerine alternatif pazarlar arama yoluna gideceklerine inanıyorum. Şüphesiz ki burada Avrupa Birliği ülkeleri önemli bir unsur. Biden döneminde ABD, Avrupa’yı ‘Çin tehdidi’ ile sınıyor ve ilişkilerini sınırlamaları çağrısında bulunuyordu.

Trump döneminde de benzer bir çağrı yapılması Çin için kötü senaryolardan biri. Nitekim AB geçtiğimiz süreçte elektrikli araçlara ek vergiler getirerek Çin’in AB pazarındaki baskınlığını dengelemeye çalışmış ve bu durum Çin’i rahatsız etmişti.

Bu sahnenin daha geniş ölçeklisi Çin ekonomisi için zorlayıcı olur. Böyle bir ihtimalde ‘savaşçı kurt’ diplomasisini hayata geçiren agresif bir Çin ile karşılaşma ihtimalimiz yüksek. Ancak tüm bunların gölgesinde Çin’in genel stratejisine devam etmesini bekliyorum. Ticaret, yenilenebilir enerji ve yeni nesil teknolojiler odaklı yükselişine odaklanmak. İstikrarlı bir küresel sistem için reçeteler üretmek. Ve Afrika, Latin Amerika, Orta Doğu’daki ortaklarıyla ticari, diplomatik ve güvenlik ilişkilerini ilerletmek.”

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
301 Moved Permanently

Moved Permanently

The document has moved here.