Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Aile Yılı kapsamında peş peşe müjdeler « Türkiye'nin Sesi Gazetesi Resmi ve Tek İnternet Sitemiz Ankara Genel Müdürlüğü İletişim Numaramız 0312 922 05 73 0312 922 12 40

14 Ocak 2025 - 11:48

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Aile Yılı kapsamında peş peşe müjdeler

Son Güncelleme :

13 Ocak 2025 - 13:44

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Aile Yılı kapsamında peş peşe müjdeler

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde Aile Yılı Tanıtım Programı’na katıldı.

Konuşmasına son kabine toplantısında 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan ettiklerini ve bunu kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlatarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aile Yılı kapsamında, ilgili bakanlığımızın koordinasyonunda aile kurumunun korunması, güçlendirilmesi ve değerlerimizin gelecek nesillere aktarılması amacıyla yıl boyunca çok önemli çalışmalar yapacağımızı ifade etmiştik.” ifadelerini kullandı.

Aile Yılı çerçevesinde icra edilecek çalışmaların etkin ve verimli nüfus politikalarıyla destekleyip uzun vadede güçlü ve sürdürülebilir bir zemine taşımanın en büyük önceliklerinden biri olduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü;

25 Aralık’ta Aile Bakanlığımız bünyesinde faaliyet gösterecek iki önemli kurumu, “Aile Enstitüsü” ve “Nüfus Politikaları Kurulu”nu ihdas ettik. Kurul, hiç vakit kaybetmeden faaliyetlerine başladı; ilk toplantısını da 9 Ocak Perşembe günü geniş bir katılımla Külliyemizde gerçekleştirdi. Bu yeni kurulumuz, sağlıklı bir nüfus yapısı için kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler geliştirecek. Enstitümüz ise milletimizin geleceği açısından bir “beka meselesi” olarak gördüğümüz aileye ilişkin ilmi, akademik ve politika geliştirici faaliyetler yürütecek. Değerlerimizin ve nesillerimizin devamı için kritik bir sorumluluğu yüklenen her iki yeni oluşuma da çalışmalarında şimdiden başarılar diliyorum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan "Aile Yılı" kapsamında peş peşe müjdeler

“Toplum büyük bir ailedir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasanın 41’inci maddesinde açıkça yazıldığı üzere ailenin toplumun temeli olduğunu ifade ederek, “Anayasamızın 41’inci maddesinde açıkça zikredildiği üzere “Aile, toplumun temelidir.” Bir başka ifadeyle “aile küçük bir toplumdur, toplum da büyük bir ailedir.” Aile, bizim en kadim, en köklü müesseselerimizden biridir. Sosyal ve kültürel dokumuzun örülmesinde, asırlar ötesinden süzülüp gelen değerlerimizin bugüne ulaşmasında aile daima hayati rol oynamıştır. Toplumun özünü, cevherini, çekirdeğini teşkil eden aile kurumu; millî- manevi değerlerimizin muhafazasında, bizler için vazgeçilmez bir yere ve öneme sahiptir.” şeklinde konuştu.

 

Tarihe göz atıldığında aile kurumu etrafında şekillenen toplumsal bilincin yüksek olduğu dönemlerde, devletin de milletin de güçlü konumda olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Güçlü fertlerin güçlü aileye, güçlü ailenin güçlü millete, güçlü milletin de güçlü devlete giden yolun taşlarını döşediği yalnızca sosyolojik bir tespit değil; aynı zamanda tarihi bir hakikattir. Bu hakikatin ışığında aile yapımızı korumak, tahkim etmek ve bizden sonraki kuşaklara zengin bir miras bırakmak, hepimizin görevidir.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

Tabii eğer aileyi güçlü kılmak istiyorsak, işe evvela aile fertlerinden başlamamız gerektiği de açıktır. Unutmayın; temel ne kadar sağlam atılırsa, bina da o kadar kuvvetli olur, dayanıklı olur. Bilinçli anne-babaların yetiştireceği evlatlarımız, geleceğin mimarları olarak millî kimliğimizin yanı sıra, aile kurumunu da koruyacak, yaşatacak, yarınlara taşıyacaktır. Çocuklarımızın gerek aile içinde gerekse eğitim kurumları bünyesinde bilgiyle, görgüyle, güzel ahlakla yetişmeleri son derece mühimdir. Millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy, bu gerçeği şöyle dile getirmektedir: “Bu cehalet yürümez, asra bakın, asr-ı ulum. Başlasın terbiyeniz, ailelerden oğlum.” Evet, merhum Mehmet Akif’in bu veciz dizelerle ifade ettiği üzere; eğitim, ahlak, terbiye ve şahsiyet inşası, önce ailede başlar.

“Çocuklarımızı zararlı akımlardan korumak ortak sorumluluğumuzdur”

Bilinçli bir ana-babanın elinde, huzurlu bir yuvanın çatısı altında büyüyen çocuklar evvela ailelerine, daha sonra da milletlerine ve insanlığa faydalı, örnek kişiler haline gelir. Vatanına, milletine, bayrağına, mukaddesatına bağlı; tarihini, köklerini ve kim olduğunu bilen; bilgisi ve vizyonuyla çağı iyi okuyabilen bir gençlik hepimizin arzusudur, hedefidir, muradıdır. Çocuklarımızı ve gençlerimizi zararlı akımlardan, zehirli düşüncelerden, aile ve toplum yapımızı tehdit eden sapkın ideolojilerden korumak da hepimizin ortak sorumluluğudur.  

Kelimenin tam anlamıyla tuhaf zamanlarda yaşadıklarını dile getiren Erdoğan, “Neo-liberal kültür akımları sınırları aşarak dünyanın dört bir yanına nüfuz ediyor, toplumsal dokuyu şekillendiriyor. Dijital platformlarda yer bulan diziler, filmler, yayınlar ve daha pek çok içerik; çoğu zaman kültür erozyonu ve kimlik aşınması gibi telafisi zor süreçlere sebep oluyor. Bilinçli, kasıtlı, ısrarlı ve sistematik bir şekilde servis edilen bu içerikler; başta cinsiyetsizleştirme politikaları olmak üzere, LGBT ve diğer gayri fıtri akımların da alan kazanmasına yol açıyor.” diye konuştu.

 

Erdoğan, LGBT’nin “koçbaşı” olarak kullanıldığı cinsiyetsizleştirme politikalarının öncelikli hedefinin aile ve aile kurumunun kutsiyeti olduğunu gelinen noktada çok net bir şekilde görebildiklerini belirterek, şunları kaydetti;

Bakınız daha önce de defalarca vurguladım… İlk etapta “kişisel tercih” denilerek meşrulaştırılmak istenen bu “anomali”, günümüzde faşizan bir dayatmaya dönüşmüştür. LGBT eleştirisi tıpkı Siyonizm’e yönelik getirilen haklı eleştiriler gibi anında susturulmaktadır. Fıtratı, ahlakı ve aileyi savunan herkes ağır bir baskıya maruz kalmakta, küresel kültürün silahşorları tarafından yokluğa mahkum edilmektedir. Bunun siyasetteki örneklerini hepimiz biliyoruz. Bu zorbalık sadece siyasetle de mahdut değil. İş dünyasından medyaya, sinema sektöründen spora, oyunlardan dijital mecralara kadar hemen her alanda daha nobran, daha baskıcı; daha ürpertici bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Henüz 2-3 yaşındaki masum sabiler bile oyunlar ve çizgi filmler üzerinden çok erken yaşlarda bu “şenaate” muhatap oluyor. Birkaç ay evvel, tedbir uyguladığımız dijital bir oyun platformunda tespit edilen ahlaksızlıklar, bunun en çarpıcı örneğidir.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti;

Günden güne kesifleşen bu iklime, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu dahil her platformda cesaretle itiraz eden nadir ülke ve liderlerden biriyiz. Önümüzdeki dönemde bu duruşumuzu daha da sağlamlaştıracağız. Sırasıyla bireyi, aileyi, toplumu ifsat eden cinsiyetsizleştirme politikalarına tepki göstermeye kararlılıkla devam edeceğiz. Kim ne derse desin, bu konuda Türkiye’nin tavrı bellidir, bundan geri adım asla söz konusu olmayacaktır.

 

Birleşmiş Milletler bünyesinde verdiğimiz mücadele zaten malumdur. Bu çabalarımızı, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatı başta olmak üzere diğer uluslararası kuruluşlara da teşmil ediyoruz. Şunu bugün bir kez daha tüm kalbimle ifade etmek isterim: Küresel cinsiyetsizleştirme politikaları karşısında kazanılacak her mevzi, insanlığın geleceği adına tartışmasız büyük bir başarıdır. İlgili kurumlarımızla birlikte akademi, medya, kültür-sanat ve sivil toplum camiamızın bu konuda daha aktif sorumluluk alacağına inanıyorum. Yerel yönetimlerin, milli varlığımızın taşıyıcı kolonlarına hamle yapan bu akımlara pirim vermemesi gerektiğini tekrar hatırlatmak istiyorum.

“Harekete geçmek zorundayız”

Bir diğer önemli hususun genç ve nitelikli nüfusun devamı olduğunu belirten Erdoğan, “Her şeyden önce bu, demografik bir sınamadan öte, varoluşsal bir tehdit niteliğindedir. Bin yıldır bu topraklara mührünü vurmuş; bilgisi, erdemi ve müktesebatıyla medeniyet coğrafyasını karış karış yeşertmiş güçlü nesillerin devamı, gelinen aşamada bizler için “hayat-memat meselesine” dönüşmüştür. Şayet büyük ve güçlü bir Türkiye iddiasını taşıyorsak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirmek istiyorsak, yarınlarımızı güvence altına almayı arzu ediyorsak, hasılı, yakın gelecekte hem hedeflerimize ulaşmayı hem de beka sorunu yaşamamayı temenni ediyorsak şimdiden harekete geçmek zorundayız. Bunu hamaset yapmak için değil, bazı acı gerçeklerle yüzleştiğimiz için söylüyorum.” diye konuştu.

 

Doğurganlık oranı ve nüfus artış hızının alarm verdiğine dikkati çeken Erdoğan, 2001 yılında toplam doğurganlık hızımız 2,38 iken; bugün bu rakam 1,51’e düşmüştür. Nüfusun yenilenme düzeyinin 2,1 olduğu dikkate alındığında, durumun vahameti daha iyi anlaşılacaktır. Yıllık nüfus artış hızımız ise 2022 yılında binde 7 iken, 2023’te binde 1,1’e gerilemiştir. Çocuk ve genç nüfusumuz azalırken, yaşlı nüfusumuz tarihimizde ilk defa yüzde 10’un üzerine çıkmış; ortalama yaşımız da 34 sınırına dayanmıştır. Tüm bunlarla birlikte evlenme yaşı önemli ölçüde yükselmiş, boşanma oranları ise aynı nispette artmıştır. Evlenme hızı 2023’te binde 6,63 olarak gerçekleşti.” ifadelerini kullandı.

“Türkiye, genç ve nitelikli nüfus bakımından kan kaybetmektedir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü;

Bin nüfus başına düşen boşanma sayısını ifade eden “kaba boşanma hızı” ise 2,01’e çıktı. Boşanmaların yüzde 33,4’ünün evliliğin ilk 5 yılı içinde; yüzde 21,7’sinin ise evliliğin 6 ila 10’uncu yılları arasında meydana geldiği göze çarpıyor. Ülkemizde ilk evlenme yaşının kadınlar için 26’ya; erkekler için ise 28’e yükseldiğini görüyoruz. İlk anne olma yaşı, geçmişte görülmemiş biçimde, 29’u aşmış vaziyette. Bütün bu verilerin, oranların ve istatistiklerin anlattığı şudur: Türkiye, genç ve nitelikli nüfus bakımından, üzülerek söylüyorum, kan kaybetmektedir. Gerekli önlemleri bir an önce almaz, ihtiyaç duyulan politikaları kısa sürede uygulamazsak, sorun telafi edilemez boyuta varacaktır. Allah korusun böyle bir durumda yalnızca nüfus değil, nüfuz kaybı da yaşamamız kaçınılmazdır.

Üç çocuk çağrısı

Esasen karşımıza dikilen bu tehlikeyi yaklaşık 20 sene evvel sezmiştik. 2007 yılında doğurganlık ve nüfus artış hızındaki gerilemeye dikkat çekme adına “en az üç çocuk” çağrısı yapmıştık. Bu çağrımızdan dolayı hem şahsen, hem de hükümet olarak ciddi baskı gördük, itibar suikastlerine uğradık. Muhalefetin kışkırttığı birçok grup, yazar-çizer, sanatçı, sözüm ona “aydın taifesi”, bizi özel hayata müdahale ile suçladı. Soruna her dikkat çektiğimizde ise bu saldırıların ve ithamların dozu daha da arttı.

Şimdi, geriye doğru baktığımızda ne kadar haklı olduğumuz, bize yönelik bühtanların da ne kadar mesnetsiz olduğu ortaya çıkıyor. Türkiye’nin güvenliğine, geleceğine, kalkınmasına ve huzuruna dair her konuda çuvallayanlar, burada da aynı yanlışı tekrarlamışlardır. Tabii bunun sadece bir öngörüsüzlük mü, yoksa arkasında çok daha “sinsi emellerin mi” olduğunun takdirini milletimizin yapacağına inanıyorum. Şahsi fikrim; “nüfus planlaması” kisvesi altında yürütülen çalışmaların kesinlikle art niyet taşıdığı şeklindedir. Zamanın, bu konuda da bizi teyit edeceği kanaatindeyim.

Doğru bildikleri yolda sabırla yürümekten asla vazgeçmediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, her fırsatta en az üç çocuk çağrılarını tekrarladıklarını söyledi.

Erdoğan, milletin istikbalini garanti edecek çalışmalara devam ettiklerini, 10’uncu Kalkınma Planı’na “Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması” başlıklı dönüşüm programını ekleyerek, doğurganlık hızının artırılmasını nüfus politikalarının öncelikli hedefleri haline getirdiklerini dile getirdi.

12’nci Kalkınma Planı ile doğurganlık oranının nüfusun kendini yenileme seviyesinin üzerine çıkarılmasını kendilerine gaye edindiklerini belirten Erdoğan, “Politikalarımızı destekleyici düzenlemeleri, projeleri, reform ve hizmetleri tek tek hayata geçirdik. Hak ve özgürlükleri genişlettik, eksiklikleri giderdik, kadın hakları ve aile yapısının iyileştirilmesini merkeze alan devrim niteliğinde adımlar attık. İnşallah bundan sonra da “büyük ve güçlü Türkiye” idealimizi güçlü aile ve güçlü nüfus yapısıyla gerçeğe dönüştüreceğiz.” İfadelerini kullandı.

Evleneceklere faizsiz kredi desteği

2025 yılını “Aile Yılı” ilan ettiklerini ve bu kapsamda birçok yeni projeyi hayata geçireceklerini belirten Erdoğan, projelerin bir kısmına ilişkin şu bilgileri paylaştı;

14-28 Mayıs seçim sürecinde milletimize söz verdiğimiz “Aile ve Gençlik Fonunu” geçen sene deprem bölgemizde başlatmıştık. Biliyorsunuz, bu fon ile evliliğe ilk adımını atan gençlerimize 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz, 150 bin lira tutarında faizsiz kredi desteği sunuyoruz.

 

Şimdi bunu bir adım daha öteye taşıyoruz. Yeni evlenecek gençlerimize Aile ve Gençlik Fonu dâhilinde verdiğimiz faizsiz kredi desteğini 81 ilimizin tamamında uygulamaya alıyoruz. Aile ve Gençlik Fonundan artık 81 vilayetimizdeki tüm gençlerimiz istifade edebilecek. Dünya evine girecek gençlerimiz bu imkândan faydalanmak üzere bugün itibariyle başvurularını yapabilirler. Yuva kuracak tüm gençlerimiz için şimdiden hayırlı-uğurlu olsun, diyorum.

 

Annelere çocuk yardımı

Bu yıl, doğum yardımlarımızı da önemli ölçüde artırıyoruz. Bu kapsamda, yeni doğacak ilk çocuk için verdiğimiz tek seferlik doğum yardımını 5 bin liraya yükseltiyoruz. Ayrıca, ikinci çocuk için her ay bin 500 lira; üçüncü ve sonraki çocuklar için de her ay 5 bin lira olacak şekilde çocuk yardımlarını devreye alıyoruz. İkinci ve sonraki çocuklar için hiçbir bir şart gözetmeksizin vereceğimiz çocuk yardımlarını her ay annelerimizin hesabına yatıracağız. Bu müjdemizin de ailelerimize hayırlı-uğurlu olmasını diliyorum.

 

Tabii ailelerimize yönelik müjdelerimiz sadece bunlarla sınırlı değil. Aile kurmayı teşvik edecek; maddi destekler, danışmanlık hizmetleri ve genç çiftler için konut destekleri gibi uygulamaları devreye alacağız. Esnek ve uzaktan çalışma modelleriyle kadınların, ev ve iş hayatlarını rahatlatacak yeni imkanları hayata geçireceğiz. Çalışan anne-babalar için ücretsiz veya düşük maliyetli çocuk bakım hizmetlerini güçlendireceğiz. Çocuk sahibi olmayı teşvik edecek veya kolaylaştıracak tıbbi imkanları ailelerimizin istifadesine sunmayı da önemsiyoruz. Bunun haricinde geniş bir alanda faaliyetleri, projeleri ve müjdeleri de inşallah yıl boyunca ailelerimizle paylaşacağız. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin.

 

Konuşmasına son vermeden önce bir hususa daha dikkat çekmek isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peygamber Efendimiz, aile kurarken bakınız bizlere neyi öğüt veriyor: “En bereketli nikah, külfeti en az olanıdır” buyuruyor. Dolayısıyla nikah merasimlerinin “sade, gösteriş, aşırılık ve israftan uzak olması, Efendimiz tarafından bizlere tavsiye ve telkin ediliyor. Ancak, son yıllarda bu alanda sorunlarımız katlanarak artıyor. Özellikle sosyal medya platformlarının yaygınlaşmasıyla birlikte, ataların tabiriyle “eski köye yeni adetlerin” geldiğini görüyoruz. Öyle talepler, öyle listeler öne sürülüyor ki, açık söylüyorum, gençlerimiz yuva kurmaktan korkuyor, çekiniyor, ürküyor, daha yolun başındayken umutları kırılıyor.” diye konuştu.

Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti;

Evlenenler ise ödemesi en az 4-5 yıl süren ağır faturalarla karşılaşıyor. Genç çiftlerimiz, aynı çatı altında beraberce yaşamayı öğrendikleri hassas bir dönemde, mevcut sıkıntılara ilaveten popüler kültürün veya geleneğin dayatması sebebiyle yüklendikleri maddi külfetlerle uğraşıyorlar. Erken dönemde yaşanan boşanmaların ana nedenlerinden biri; “olmasa da olur” diyebileceğimiz aşırı talepler dolayısıyla ortaya çıkan, işte bu masraflardır. Gençlerimiz bundan fevkalade mustariptir, şikayetçidir.

Şunu tüm samimiyetimle bugün burada ifade etmek isterim: Aileye, ahlaka, fıtrata, çocuklara yönelik saldırıların arttığı ve medeniyet değerlerimize uygun hayat sürmenin zorlaştığı günümüzde, yuva kurmak isteyen gençlerimize yardımcı olmak mecburiyetindeyiz. İster kız tarafı, ister erkek tarafı olsun, her kim bunu zorlaştırıyorsa, gençlerin dünya evine girmesine engelliyorsa, büyük bir vebal altındadır. Toplumun bilinçlendirilmesi noktasında Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve sivil toplum kuruluşlarımıza gerçekten önemli görevler düşmektedir.

İnşallah “2025 Aile Yılını” vesile kılarak, bu sorunların da üzerine kararlılıkla gideceğimize inanıyorum. Rabbim, evlenecek tüm gençlerimizin yardımcısı olsun diyorum. Sözlerime bu temennilerle son verirken, sizleri bir kez daha saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. 2025 Aile Yılı’nın ülkemiz, milletimiz ve tüm ailelerimiz için hayırlı-uğurlu olmasını diliyorum.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
301 Moved Permanently

Moved Permanently

The document has moved here.