Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın evvelsi gün Lübnan Başbakanı Mikati‘nin ardından dün de Lübnan Dürzilerinin lideri Velid Canbolat‘ı kabul etmesi, nereden bakarsanız bakın çok stratejik hamlelerdir.
İsrail gündüz gözüyle Suriye’nin kuzeydoğusunda PKK türevi örgütlerle (ABD sponsorluğunda) kalıcı müttefiklik ilişkisi kurmaya çalışırken, Suriye’nin güneydoğusunda da Dürziler üzerinden Golan Tepeleri‘ndeki işgalini kalıcı hâle getirmenin planlarını yapıyor.
Suriye’nin kuzeyinde malum terör örgütü sayesinde Türkiye’ye sıfır mesafesinde sokulacak İsrail’e karşı, Türkiye’nin de Lübnan‘da İsrail’e sıfır mesafesinde sokulacak şekilde ilişkiler kurması siyonist işgalcilerin planlarını bozacak bir hamledir.
Umarım bu hamlenin karşısına da CHP çıkmaz.
CHP Sözcüsü Deniz Yücel, “Yüzünüzü Ortadoğu’ya döndüğünüzde karşınıza CHP çıkar…” demişti ya hani, o bakımdan diyorum.
Sanki yüzümüz Ortadoğu’ya dönmeyince, İsrail’in nihai hedefinin Türkiye olduğu gerçeği yok edilmiş olacak?
Keşke “Yurtta barış dünyada barış” demekle iş bitseydi. Tevekkeli denilmemiş, “Hazır ol cenge, ister isen sulh-ü salah.”
***
Uzun lafın kısası, İsrail PKK marifetiyle Türkiye’ye “komşu” olmayı tasarlarken, Türkiye de Lübnan üzerinden İsrail’e “komşuluk” hamlesi çekmiştir.
İsrail bu hamlelerden çok rahatsız olmuştur. Hiç kuşkunuz olmasın, İsrail’in rahatsız olduğu yerde ABD de rahatsız olur.
Zira siyonizmden bağımsız bir ABD yoktur. Başka bir ifadeyle İsrail, ABD’nin Ortadoğu’daki sadece jandarması değil mütemmim cüzüdür.
“Küçücük İsrail bize ne yapabilir ki…” yollu lakırdılarla tehlikeyi görmezlikten gelmemizi isteyen güruh hadi ABD’nin İsrail ilişkisini fehmedemiyor diyelim, İsrail’in bölgedeki yegâne nükleer güç olduğunu da mı bilmiyor?
Yoksa Gazze’de soykırım yapan İsrail’in, zora düştüğünde, nükleer silah kullanmakta tereddüt edeceğini mi sanıyorlar?
ABD’nin Hiroşima ve Nagasaki’de yaptığını, kendileri dışındakileri insan olarak görmeyen İsrail mi yapmayacak?
***
Lamı cimi yok; mademki İsrail nükleer yeteneğe sahiptir, Türkiye de behemehâl nükleer yeteneğe sahip olmak zorundadır. Ancak o vakit “komşuluk” ilişkileri sağlıklı yürür. Biz de burada rahat rahat “Yurtta sulh cihanda sulh” diyebiliriz.
Lakin…
Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanlığı gibi çok kritik göreve getireceği Mike Waltz bakınız ne demiş: “İran nükleer silah elde ederse, Türkler de nükleer silah sahibi olmak isteyecek…”
E hani Türkiye NATO müttefikiydi, hatta dosttuk, müttefiktik; sıra nükleer güç sahibi olmaya gelince neden şappadak İran’la eşitlendik?
Demek ki hangi ırka, hangi dine, hangi mezhebe, hangi meşrebe, hangi siyasi görüşe sahip olursanız olun mevzubahis İsrail’se durum değişmiyor.