Geçen ay uygulamaya koyduğumuz tedbirlerde olduğu gibi, hemen birileri tarafından yasakçı olmakla suçlanıyoruz. Şunu üzülerek ifade etmek durumundayım. Ülkemizdeki bazı çevreler çocuklarımızın hakkını ve hukukunu savunmak yerine uluslararası şirketlerin çıkarlarının avukatlığını yapıyor.
Çocuk istismara karşı çıkmak varken, özgürlük adı altında, istemeseler de çocuklara zarar veren uygulamaları savunur pozisyona düşüyorlar. Özgürlük maskesiyle şiddetin, ahlaksızlığın, ırkçılığın, nefret suçlarının, hatta istismarın meşrulaştırılması asla kabul edilemez.
Bir defa şu gerçeği hepimizin kabul etmesi gerekiyor. Çocuklarımızın ruh ve beden sağlığı her türlü hesabın üzerindedir. Çocuklarımızı koruma noktasında hepimiz tek yürek, tek bilek olmalıyız. Bu dünyada yaşanan değişime direnmek elbette mümkün değil. Ama değişimi yönetmek, sağlıklı bir şekilde değişimi yönlendirmek bizim elimizdedir. Sadece iktidarın değil, üniversitelerin, okulların, en önemlisi de anne ve babaların böyle bir mesuliyeti bulunuyor. Tabii ki değişimin gereği olarak en ileri teknolojiyi çocuklarımıza sunacak, bunun altyapısını onlara sağlayacağız. Evlatlarımızın bu konuda geride kalmasına elbette müsaade etmeyeceğiz. Ama bunları yaparken, çocuklarımızın kendilerine, ailelerine, çevrelerine yabancılaşmalarına da fırsat vermeyeceğiz.
Teknolojinin bize hükmetmesine, çocuklarımızı esir almasına izin verirsek ne kendimize ne de evlatlarımıza iyilik yapmış oluruz. Şunu lütfen unutmayalım. Hayattaki her şey gibi teknoloji de insan içindir. Teknoloji bize faydalı olduğu, hayatımızı kolaylaştırdığı ölçüde değerlidir. Şayet denge bozulur, insanla teknoloji arasındaki roller değişir, teknoloji insana hükmetmeye başlarsa, işte o zaman işler çığırından çıkar.
Teknolojiyi kullanmak ile bağımlısı olmak arasındaki çizgi kaybolduğunda hangi sıkıntılarla karşılaşacağımızı hepimiz çok iyi biliyoruz. Bakınız, bilgisayar yüzünden, cep telefonu yüzünden, bilgisayar oyunları yüzünden huzursuz, mutsuz olan, öfke nöbetleri geçiren çocuklarımız var. Akranlarını bir tarafa bıraktım. Aynı yuvayı paylaştığı ebeveynleri ile, kardeşleri ile iletişim kurmakta zorlanan evlatlarımız var. Gününü bilgisayar başında, oyun başında, ekran başında geçirdiği için eğitimi aksayan gençlerimiz var. Gerçek dünya ile sanal alem arasındaki ayrımı kaybetmiş, maalesef ikisini ayıramayan pek çok çocuğumuz var. Dijital teknolojilerle dengeli ilişki kuramadığı için, sağlık problemleri, iletişim güçlükleri, ruhsal sıkıntılar yaşayan insanlarımız var.