“Türk Soylu Yabancıların Türkiye’de Meslek ve Sanatlarını Serbestçe Yapabilmelerine, Kamu veya Özel Kurum, Kuruluş veya İşyerlerinde Çalıştırılabilmelerine Dair Kanunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik” 10 Ekim’de Resmi Gazete’de yayımlandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararı ile yürürlüğe giren değişiklikle birlikte Türk soylu olup Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı olmayan kişilere bazı yeni ayrıcalıklar tanındı.
Söz konusu değişiklikler, yalnızca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olanların yapabileceği mesleklerde, sanatlarda ve işlerde, Türk soylu toplulukların da belirli şartlarla istihdam edilebilmesine yönelik.
Bu değişikliğin ardından kamuoyunda bazı soruların cevapları da merak edildi.
Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Bahadır Bumin Özarslan, merak edilen konuları TRT Haber’e anlattı.
Dr. Özarslan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ile Türk soylu toplulukların, belirli şartlar dâhilinde eşit haklara sahip olacaklarını söyledi.
Türk soylu olmayan yabancılar bakımından geçerli olmayacağı için Türk soylu topluluklar lehine yapılmış bir düzenleme niteliği taşımaktadır. Bir başka deyişle Türk soylu topluluklar açısından pozitif bir ayrımcılık söz konusudur. Türk soylu bir yabancı olmak, Türkiye sınırları içinde bir ayrıcalık olarak kabul edilmiştir. Bu durumda Türk kimliği, yerel ve bölgesel sınırlar dışındaki evrensel varlığıyla birlikte, bir bütün olarak değerlendirilmiştir.
Dr. Bahadır Bumin Özarslan -Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi
Türk Dünyası gerçeği her yönüyle ışıldayan ve gelecek vaat eden alternatif bir dünya.

“Türk yurtlarının doğal zenginliklerinin mümkün olduğunca ortak bir stratejiyle somut ekonomik iş birliğine dönüşmesi, yerel-bölgesel-evrensel düzlemde Türk kimliğinin güçlenmesini ve cazip hâle gelmesini sağlayacak.” diyen Özarslan, kültürel iş birliği ile eş zamanlı olarak ekonomik iş birliğine de ağırlık verilmesinin, Türklüğün hem maddî hem de manevî olarak güçlenmesine hizmet edeceğini belirtti.
Söz konusu yönetmeliğin 3. maddesinin 9. ve 10. bentlerinde ifade edildiği üzere, vatandaşı oldukları devletin sınırları içinde, kendilerinden kaynaklanmayan sebeplerle mesleğini, sanatını veya işini icra edemeyen ve yaşadığı coğrafyadaki çoğunluktan farklı bir kimliğe sahip olan Türk soylu toplulukların istihdam edilmesi, atıl ve nitelikli Türk iş gücünün Türkiye’de istihdamına kapı açmaktadır.
Dr. Bahadır Bumin Özarslan- Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi
Dr. Bahadır Bumin Özarslan, “Özellikle bağımsız Türk devletleri dışında yaşayan Türk soylu toplulukların açık veya örtülü bir şekilde negatif ayrımcılığa maruz kalması karşısında, işinin erbabı olan kişilerin birikimi, Türkiye’ye yansıtılmış olacaktır. Bu durum aynı zamanda, Türkiye’nin Türk Dünyası içindeki kutup yıldızı vasfını da pekiştiren kültürel bir nitelik taşıyor.” dedi.

Dr. Bahadır Bumin Özarslan, yönetmelik değişikliğinin birçok sektörde uygulanmasının kolaylık olacağını anlattı:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzun süredir “Türk Dünyası Yüzyılı” anlayışının altını çiziyor. Nitekim Türk Devletleri Teşkilatı Liderler Zirvesi’nde de “Türk Devri” sloganı vurgulanmıştı.
Bu ve benzeri düzenlemeler, Türk millî kimliğinin evrensel düzeyde güçlendiriyor. Türkiye açısından yaklaşıldığında, Türk millî kimliğinin hukukî bir yansıması olan vatandaşlık statüsü dışında ve Türkiye sınırlarının ötesinde de pekiştirilerek sınır aşan boyutunun güçlendirilmesi sağlanıyor.
Dr. Bahadır Bumin Özarslan- Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi
“Türk Soylu Yabancıların Türkiye’de Meslek ve Sanatlarını Serbestçe Yapabilmelerine, Kamu, Özel Kuruluş veya İşyerlerinde Çalıştırılabilmelerine İlişkin Kanun”un 1981’de yayımlanmıştı.,
Dr. Özarslan, Türkiye’nin varlığının Türk soylu topluluklar için bir teminat olduğuna işaret etti:
“Türkiye’nin 40 yılı aşkın bir süredir mevzuatında yer verdiği bu uygulamanın yeni bir boyut kazanarak yürütülmesi, Türkiye’nin Türk Dünyası içindeki liderlik konumunu ve öncü rolünü bir kere daha gözler önüne serecek.
Her türlü karşı çabaya ve girişime rağmen, Türklüğün cazip bir millî kimlik olarak kabul görmesi ve bir devlet politikası olarak benimsenmesi, bağımsız bir Türk devleti çatısı altında yaşamayan bütün Türk soylu toplulukların, bulundukları coğrafyalarda özgüven kazanmasını sağlayacak ve gerektiğinde, Türkiye’nin varlığının kendileri için aynı zamanda bir teminat olduğu kabul görecek.
Dolayısıyla yapılan düzenleme, ekonomik boyuttan başlayıp kültürel ve stratejik boyutları olan, çok yönlü ve önemli bir gelişme olarak değerlendirilebilir.”

GÜNCEL
19 Kasım 2025GÜNCEL
19 Kasım 2025GÜNCEL
19 Kasım 2025GÜNCEL
19 Kasım 2025GÜNCEL
19 Kasım 2025GÜNCEL
19 Kasım 2025GÜNCEL
19 Kasım 2025
1
Kırmızı bültenle aranan terör örgütü DEAŞ şüphelisi yakalandı
2
Bakan Bayraktar sosyal medyadan duyurdu! TPAO ile ABD petrol devi arasında önemli anlaşma
3
İletişim Başkanı Altun: Türkiye’yi itibarsızlaştırmaya yönelik yayınlar savunulamaz
4
İşletme belgesi olmadığı için kapatılan oteldeki yangınla ilgili müfettiş görevlendirildi
5
Cumhurbaşkanı Erdoğan, engelli iki kız çocuğuna tekerlekli sandalye hediye etti